17 Temmuz 2012 Salı

Korkma ! Hayalperest ol,Utanma !

.
Bugünlerde aklımı kurcalayan soruların ardı arkası kesilmiyor..Üniversiteye gelmişim hala ne olacağım belli değilmiş gibi hissediyorum.Çevremden birkaç kişiyle konuştum tesadüftür ki onlar da aynı düşüncede.Bizim yaşların getirdiği bi kimlik bunalımı mıdır yoksa ülkenin gidişatından korkumuzdan mıdır bilmiyorum.
Küçükken ''Ne olacaksın sen?' dediklerinde Doktor! der geçerdim.Doktor da olamadık..
Gerçi iyiki de olmamışım,şuan tıpta okuyan arkadaşlarım kadar pişman başka kimse yoktur heralde.Neyse konuyu saptırmadan melankolime devam ediyorum..
Yıllardır bir Amerika sevdası vardır bende.Artık neredeyse ''Adın ne senin?'' sorusuna bile Amerika! cevabını verir olmuştum.Amerika özentiliğinden değil bu ama bilirsin işte oradaki gökdelenlerde çalışmak,o rekabet ortamında olmak, sabah elimde kahveyle yadırganmayacağımı bilerek şirkete adımımı atmak,hayatı hızlı yaşamak..İnsanlar dinlenmek için kimsenin olmadığı yerleri,sessiz alanları tercih eder ya bende tam tersi işte.Metropol şehir hayatı,o koşuşturmaca,çevredeki binaları görmek falan beni dinlendirir,mutlu eder.(Böylece anormal olmadığımı söyleyen bir kişi kaldıysa da artık o da yok :D)
Bu yapıda birini de hak verirsiniz ki NY,LA'dan başka yerler paklamaz.Bilmiyorum neden ama bizim ülkede hedefi bu tip dünya şehirlerinde çalışmak olan insanlara kötü gözle bakılır..Eğer Amerika'da çalışıcam hatta orada bir şirket kurucam dersen Hayalperest! damgasını yedin demektir. ''Düşünmek başarmanın yarısıdır'' derler ya öyle mi gerçekten bilmiyorum. Çok şey düşünüyoruz,çok hayal kuruyoruz. Hergün bir hayalimiz daha iç dünyamıza gömülüyor ama biz hemen bir yenisini daha yeşertiyoruz.
Lafı fazla uzatıp küfürlerinizi yemeden bu yazıyı bi yerlere bağlamak istiyorum aslında ama neresinden bağlasam bilemedim. Herneyse siz benim demek istediğimi anladınız bence.Ha bu arada Yoğurt faydalıdır.