25 Şubat 2012 Cumartesi

Haftasonunda Sağlık Haberleri

Erkeklik soyu kurtuldu! Erkeği erkek yapan Y kromozomunun tahminden çok daha sağlam çıktı!

Amerikalı araştırmacılar açısından tehlike geçti; Erkeğin soyu tükenmeyecek...

Erkeklik soyu kurtuldu

Sanılanın aksine erkeklerin soyu tükenmeyecek. Erkeği erkek yapan Y kromozomunun tahmin edildiğinden çok daha sağlam olduğu ortaya çıkarıldı.


Amerikalı araştırmacılar açısından tehlike geçti; Erkeğin soyu tükenmeyecek. Genetik yapı üzerinde yapılan deneylere göre erkeklik cinsiyetini belirleyen Y kromozomu sanıldığından da dayanıklı çıktı. İnsanın atası sayılan yaratıkların milyonlarca yıl boyunca Y kromozomu üzerinde yoğun erozyona uğradıkları kanıtlanmıştı. Son araştırmalar 25 milyon yıldır kromozom yapısında kayda değer değişiklik olmadığını gösterdi.

X kromozomunun aksine, sadece erkekte bulunan Y kromozomu evrim sürecinde dejenerasyona uğrayıp genetik kodlarının önemli bölümünü kaybetmişti. Kadınlık kromozomunda bin 200 gen bulunurken, Y kromozomunda, aralarında sperm üretimini yönlendireninin de bulunduğu 200 kadar gen kalmış.

Bu gözlemlerin ışığında üretilen teoriye göre, Y kromozomunun önümüzdeki on milyon yılda kalan genlerinden de olup tamamen kaybolması gerekiyordu. Mutat beklentilerin aksine araştırmacılar, milyonlarca yıl sonra da cinsiyet ayrımının kalacağını ve erkeklerin taşıdığı Y kromozomunun özelliklerinin yerini cinsiyetleri ayıran başka belirgin farkların alacağını tahmin ediyorlar.

Kaybolan Y kromozomu teorisi, Massachusetts Istitute of Technology öğretim üyelerinden Profesör Jennifer Hughes ve arkadaşları tarafından çürütüldü. Bu ekibin yaptığı çalışma, Y kromozomunun yakın geçmişte sadece evrimsel genç genlerinden kayba uğradığını ortaya çıkardı. Genetik yapının büyük bölümündeki gen kaybı ise 25 milyon yıl önce hemen hemen durma noktasına geldi. “Nature” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Y kromozomundaki bazı genlerin fonksiyonunu tamamen kaybettiği ve belirleyici olmaktan çıktığı da kanıtlanmış bulunuyor.

ŞEMPANZE VE RESUS MAYMUNUYLA KROMOZOM KIYASLAMASI

Araştırmacılar insandaki Y kromozomunu inceledikleri araştırmalarında erkeklerdeki kromozomu şempanze ve resus maymununun aynı kromozomuyla kıyasladı. Amaçları, Y kromozomunun sonunu ilan eden teorideki gibi her üç canlının da aynı gen erozyonuna uğrayıp uğramadığını ortaya çıkarmaktı. Hughes ve çalışma arkadaşları bu teoriyi destekleyen bir bulguya rastlamadı ve ‘kök gen kaybının önce hızla ilerleyip zamanla yavaşlayarak neredeyse durma noktasına geldiğini' belgeledi.

Y kromozomundaki gen yapısının, evrimin insanı resus maymunundan ayırmasından önce ‘istikrara kavuştuğu' ve Y kromozomundaki genlerin sadece yüzde 3'ünün resustan insana geçiş sırasında kaybolduğu, kaybolanların yerine de insanda farklı özelliklere sahip yeni genlerin oluştuğu da, Amerikalı araştırmacılar tarafından ortaya çıkarıldı.

SEKSTE ÇEŞİTLİLİK EVRİMİ HIZLANDIRIYOR

Resusun da dahil olduğu uzun kuyruklularla insan arasındaki evrim farkı 25 milyon yılı buluyor. İnsanla şempanze arasındaki evrim farkı ise 6 milyon yıl. Y kromozomu açısından insanla şempanze arasındaki farklılık, insanla resus maymunu arasındaki farklılıktan çok daha fazla. Araştırmalarda, resus maymununda saptanan beş kök geninin evrim sürrecinde şempanzede kaybolduğu insanda ise olduğu gibi muhafaza edildiği de ortaya çıkarılmış.

Şempanze çiftleşmede çok sık partner değiştirdiği için sperm rekabetinin arttığı ve çok eşliliğin bu neslin evrimini hızlandırdığı da Hughes'in teoremleri arasında. Bu tahmin, Y kromozomundaki bazı genlerin sperm üretiminde belirleyici olmasına dayandırılıyor.


Plastik bardaktan İçip içip kısır olmayın! Erkekler dikkat! Plastikten üretilen bardaklar kısır yapıyor!

Çay-kahve keyfiniz kabusa dönüşmesin. Prof. Dr. Selma Çivi, kahve ve çay gibi sıcak içecekler için...

İçip içip kısır olmayın

Çay-kahve keyfiniz kabusa dönüşmesin. Prof. Dr. Selma Çivi, kahve ve çay gibi sıcak içecekler için kullanılan plastikten üretilen bardakların, kanserojen bir madde olarak bilinen benzenden üretildiğini ve bu bardakların özellikle erkeklerdeki testosteron hormonunu etkileyerek, erkeklerde kısırlık ve güçsüzlüğe neden olduğunu söyledi.

Konya Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Selma Çivi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'de yapılan bir araştırmada, plastik ürünlerini fazla kullananlarda, özellikle karaciğer enzimlerinin yükseldiğinin, karın yağlanmasının arttığının tespit edildiğini söyledi.

Plastik ürünlerinde bisfenol A ve flalein isimli maddelerin kullanıldığını ifade eden Çivi, “Çevresel kirleticiler olarak vasıflandırdığımız plastikler, boğazımızdan başlayarak tiroit bezini, karın bölgesinde yer alan pankreas bezini, kadınlarda yumurtalıkları, erkeklerde de testisleri temel olarak etkilemekte ve kısırlığa neden olmaktadır” dedi.

Çivi, bebek biberonlarında da bu maddelerin kullanılabildiğine dikkati çekerek, biberonların ısıtılmasıyla çocukların küçük yaşlarda, plastik ürünlerdeki zararlı maddelere maruz kaldığını dile getirdi.

"CAM VE ÇELİK TERCİH EDİLMELİ"

Bu maddelerin, çocuklarda davranış bozukluklarına sebep olduğunu vurgulayan Çivi, “Bu zararlı maddeler, çocukların bütün genetik yapılarını değiştirebilmekte. Bu nedenle plastikleri, günlük yaşamımızdan mümkün olduğunca uzaklaştırıp, plastik ürünler yerine içindeki sıvıya zararlı maddelerini bırakmayan cam ve çelik gibi ürünleri tercih etmeliyiz” diye konuştu.

Çivi, plastiklerde üçgen biçimindeki bir kutunun içerisinde numaralar olduğunu belirterek, bu numaralardan en tehlikeli olanların 3-6-7 numaralı maddeler olduğunu bildirdi.

Bu numaralardan 3, V ya da PVC yazan plastiğin, gıdalarda kullanılmaması gerektiğini anlatan Çivi, şunları kaydetti:

“7 işareti bulunan veya numarasız olan cam gibi parlak ve sert plastik, en tehlikeli olan plastiktir ve 'güvenli değildir' demektir. İçindeki zararlı maddeleri gıdalara sızdıran bu plastikler yiyecek ve içeceklerde kullanılmamalıdır. 6 numaralı plastik ise kahve ve çay gibi sıcak içecekler için kullanılan köpük bardakların plastik olduğunu çoğumuz bilmeyiz. Bu malzeme benzenden üretilir. Kanserojen bir madde olarak bilinen bu maddenin mutfaktan kesinlikle uzak tutulması gerekir.”

PLASTİKTEN KORUNMAK İÇİN PRATİK ÖNLEMLER

Günlük hayatta tamamen vazgeçilemeyecek olan plastiklerin zararlarını en aza indirgemek için pratik önlemlerin alınabileceğini anlatan Çivi, “Konserve yerine daha çok taze sebze ve meyveleri tercih ederek bunlardan büyük ölçüde korunabiliriz. Ayrıca biberon kullanmak yerine annelerin bebeklerini emzirmeleri veya toz şeklindeki mamaları tercih etmeleri daha uygun olur” diye konuştu.

3-6-7 ve numarasız plastik ürünlerinin gıdalardan uzak tutulması gerektiğinin dile getiren Çivi, şu tavsiyelerde bulundu:

“Plastiklerin içerisinde herhangi bir sıvıyı dondurmamak ve ısıtmamak gerekiyor. Aynı şekilde asitli ve tuzlu yiyecekler, plastiğin yapısını bozarak Bisfonel maddesinin gıdaya geçmesine neden oluyor. Konserve veya salamura gibi yiyecekler için plastik kaplar kullanmamalıyız. Plastik ürünlerinde bulunan flalein maddesi, özellikle erkeklerdeki testosteron hormonunu etkileyerek, erkeklerde kısırlık ve güçsüzlüğe neden olmaktadır.”


Hacettepe Üniversitesi ikinci yüz naklini gerçekleştiriyor! Türkiye'nin ikinci yüz nakli Hacettepe'den!

Türkiye'deki 2. yüz nakli bugün Hacettepe Üniversitesi'nde yapılacak. Başkentte bir hastaya yüz nakli...

Türkiye'de 2. yüz nakli bugün yapılacak

Türkiye'deki 2. yüz nakli bugün Hacettepe Üniversitesi'nde yapılacak. Başkentte bir hastaya yüz nakli bir hastaya da çift kol ve çift bacak nakli yapılacak.Nakil için organlar İzmir'den getirildi


Türkiye'de 2. yüz nakli bugün yapılacak

Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde Türkiye'nin ilk yüz ve kol naklinin ardından ikinci operasyon için bağış İzmir'den geldi.Uşak'da Ahmet Kaya'nın yüz, kol ve bacakları ailesi tarafından bağışlanmış ve böylece Türkiye'nin ilk yüz, ikinci kol nakli ameliyatı Akdeniz Üniversitesi'nde gerçekleştirillmişti. İkinci yüz nakli ameliyatı hazırlığı haberi bu kez Hacettepe Üniversitesi'nden geldi.

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın beyin ölümü gerçekleşti. Çeşme'de 10 gün önce trafik kazası sonucu ağır yaralanan N.K.'nin (40) ailesi tüm organlarının bağışlanmasını kimliğinin açıklanmaması kaydıyla kabul etti. Aile kimliğin açıklanmaması için hastaneye dilekçe de verdi. Bu gelişmenin ardından Türkiye'nin ikinci yüz nakli için Hacettepe Üniversitesi ekibinin hazır olduğu bilgisi geldi ve ekipler organları almak için Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde operasyona başladı.


Kök hücre'den yine mucize ! ABD Bilim adamları kök hücre ile kalp'deki hasarı onarmayı başardı!

Kalp krizi geçiren hastaların, kendisinden alınan kalp kök hücre ile iyilleştirme yapıldı.

ABD'de bilim adamları, kalp krizi geçiren hastaların kalbinde oluşan hasarı hastaların kendi kalbinden aldıkları kök hücreleri kullanarak iyileştirmeyi başardı.


"Lancet" tıp dergisinde yayımlanan araştırmada, hasarlı dokunun yüzde 50 oranında azaldığı ve yeni kalp hücrelerinin sayısında beklenmeyen bir artış gözlendiği belirtildi.

Cedars-Sinai Kalp Enstitüsü'nde yapılan araştırmaya kalp krizi geçiren 25 hasta katıldı.

Kalp krizinden bir ay sonra hastaların boyunlarındaki damarlardan kalplerine gönderilen boru yardımıyla kalp dokusundan örnek alındı. Laboratuvar ortamında her bir örnekten elde edilen yaklaşık 25 milyon kök hücre, kalbi çevreleyen atardamarlara nakledildi.

Sol karıncıktaki hasarlı dokunun oranı, tedaviden altı ay sonra yüzde 24'ten yüzde 16'ya, bir yıl sonra ise yüzde 12'ye azaldı. Hastalarda hasarlı dokunun yerine beklenmeyen bir biçimde sağlıklı kalp dokusunun oluştuğu tespit edildi.

Daha önce de Louisville Üniversite'sinde kalp yetmezliği teşhisi konmuş hastalar, kendi kalplerinden alınan kök hücrelerle tedavi edilmişti.
Kalp krizi, kan akışını engelleyen bir pıhtının kalbi oksijensiz bırakması durumunda görülüyor. İyileşme sürecinde kalp krizi sonucu ölen kalp kasının yerine oluşan doku, yeterince güçlü olmadığı için kalbin kan pompalama yeteneği önemli oranda azalıyor.


Kadınlar Hangi Pozisyonlarda Daha Kolay Orgazm Olur? Kadında orgazmın sırları!

Genelde kadınların tercih ettiği pozisyonlar kadınların üstte olduğu pozisyonlardır. Çünkü bu pozisyonlar güvenli pozisyonlardır. Kendi orgazmlarını ayarlayabilirler.


Genel olarak alırsak kadınlar kendilerinin üstte olduğu pozisyonlarda daha çok keyif alıyor diyebiliriz. Diğer pozisyonlarda da kadınlar eşleriyle konuşarak onları yönlendirebilirlerse gine orgazma ulaşmak kolay olacaktır.

Kadınların üstte olduğu pozisyonun avantajı klitoristin erkeğin bedenine sıkça temas etmesidir. Eğer vajinaya arkadan bir giriş söz konusu ise klitoristin uyarılması için el yardımı gereklidir.


Kadının bacaklarını ayırdığı klasik pozisyonda da klitorist erkeğe temas edeceğinden orgazm daha kolay olabilir.