19 Şubat 2012 Pazar

Kültür-Sanat / 1



‘Tenten Kongo’da’ adlı kitapta siyahilere hakaret edildiği suçlamasıyla açtığı dava düştü

Belçika’da yaşayan Kongolu Bienvenu Mbutu’nun ‘Tenten Kongo’da’ adlı kitapta siyahilere hakaret edildiği suçlamasıyla açtığı dava düştü. Belçika Asliye Hukuk Mahkemesi, kitabın olduğu gibi yayımlanmasına karar verdi, yayıncıların ırkçılık yaptığı iddialarını reddetti. Ancak Mbutu davadan vazgeçmeyeceğini söylüyor.





AFP'nin haberine göre, İran'da belgesel çeken Sean Stone, bu ülkede İslamiyeti seçti.

Türkiye'nin imajını zedeleyen 1978 yapımı "Gece Yarısı Ekspresi" filminin senaristi Oliver Stone'un oğlu Sean Stone, Müslüman oldu.

AFP'nin haberine göre, İran'da belgesel çeken Sean Stone, bu ülkede İslamiyeti seçti.

Sean Stone, İsfahan kentinden telefonla yaptığı açıklamada, İslamiyeti seçmesinin Hristiyanlığa ve Yahudiliğe arkasını döndüğü anlamına gelmediğini belirtti.


Fars ajansı da Stone'un Şii mezhebini seçtiğini ve "Ali" adını aldığını duyurdu.

Müslümanlığı seçme nedenine ilişkin bilgi vermeyen 27 yaşındaki Sean Stone'un babası Yahudi, annesi Hristiyan.

Belgeseller çeken Sean Stone, babasının filmlerinde küçük rollerde gözükmüştü.

Oscar ödülü sahibi Amerikalı yönetmen, senaryo yazarı ve yapımcı Oliver Stone, "Katil Doğanlar", "Dünya Ticaret Merkezi", "Comandante", "İskender ve Müfreze" gibi birçok sinema filmine imza atmıştı.



Yönetmen Steven Spielberg’ün sözcüsü Marvin Levy, Hürriyet’e Spielberg’ün bir Ermeni soykırımı filmi yapacağı haberlerini yalanladı.

Yönetmen Steven Spielberg’ün sözcüsü Marvin Levy, Hürriyet’e Spielberg’ün bir Ermeni soykırımı filmi yapacağı haberlerini yalanladı ve kimsenin kendileriyle böyle bir proje için temas bile kurmadığını söyledi. Levy, Türkiye’de sık sık bir Atatürk filmi için Spielberg’ün adının geçmesini ise anlaşılabilir bulduğunu söyleyerek, “Bu filmi yapacak kişinin Spielberg olmayacağını söyleyemem” dedi.

ABD’li ünlü yönetmen Steven Spielberg’ün sözcüsü Marvin Levy, Ermeni basınında çıkan Spielberg’ün bir Ermeni Soykırımı filmi çekeceği haberlerine Hürriyet’in sorusu üzerine açıklık getirdi. Levy, böyle bir projelerinin olmadığını belirterek, haberlerde iddia edildiğinin aksine kimsenin kendileriyle böyle bir film için temas da kurmadığını söyledi.

Hafta başında bazı Ermeni internet sitelerinde Ermeni Ulusal Film Akademisi’nin bir soykırım filmi için Spielberg ile görüşme halinde olduğu iddia edilmişti. Levy, Hürriyet’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bahsi geçen proje, Steven’ın dahil olduğu bir iş değil. Haberlerde gördüm. Nereden çıktı bilmiyorum. Bu proje konusunda hiçbir bilgimiz yok. Kimse bize böyle bir teklif iletmedi. Bu tür bir film çekme konusunda da herhangi bir hazırlığımız yok.”

Levy, daha sonra bu tür olaylarla çok sık karşılaştıklarını söyleyerek, Spielberg’ün adının her zaman çeşitli projelere eklendiğinden şikâyet etti ve şöyle devam etti: “Bu bizim başımıza her zaman geliyor. Çünkü ne zaman insanlar bir proje düşünse, ‘Spielberg’le çalışsak ne harika olur’ diyorlar. Çok garip olanlarla da karşılaşıyoruz. Bu garip değil ama sürpriz oldu. Ayrıca size, bizi arayıp ‘Böyle bir şey var mı’ diye sorduğunuz için de teşekkür ederim. Çünkü kimse arayıp da kontrol etmiyor. Sonra biz takip edip düzeltmek zorunda kalıyoruz.”

Türkiye’den teklif gelmedi

Levy, Spielberg’ün isminin Türkiye’de sık sık gündeme gelen Atatürk filmi projelerinde de anıldığını hatırlatmamız üzerine ise şunları söyledi: “Bunu anlayabiliyorum. Her projede Spielberg’ün adının geçmesi gerçekten çok garip bir durum ama bu kesinlikle öyle değil. Türkiye’den bize herhangi bir proje teklif edildiğini duymadım. Ama böyle bir projede Spielberg’ün adının geçmesi anlaşılır bir durum. Çünkü Steven biliyorsunuz şimdi Abraham Lincoln ile ilgili de bir film yapıyor. Atatürk de sizin ulusal kahramanlarınızın en kıymetlisi. Dünya onun hakkında daha çok şey bilmeli. Belki bir gün biri bu filmi yapar. Bunu yapacak kişinin Spielberg olmayacağını ise söyleyemem.”

Ermeni basınında, 1915 olaylarının 100’üncü yıldönümü dolayısıyla Spielberg’ün bir ‘soykırım’ filmi çekmeye hazırlandığı öne sürülmüştü.


Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Grubu arasında protokol imzalandı.

İstanbul'un Taksim Meydanı'ndaki Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) yenilenmesi için düğmeye basıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Grubu arasında protokol imzalandı. Bakan Günay yenilenmiş AKM'nin 29 Ekim 2013'e yetiştirileceğini aktardı.

İmza öncesi, Bakan Günay ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Beyoğlu Atlas Pasajı'ndaki İl Kültür Müdürlüğü'nde basının karşısına çıktı.

SABANCI'DAN DESTEK

AKM'nin tarihçesini anlatan ve mahkeme kararıyla durdurulan restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanı Günay, "Uğurlu bir adım atmaya çalışıyoruz" dedi. AKM için basit bir tadilatla yetinilmeyeceğini, köklü bir elden geçirme işlemi yapılacağını söyleyen Bakan Günay, "Bizim bir destek arayışımız vardı. Bir sponsorluk arayışımız vardı. Güler Sabancı'ya başvurduk. Sabancı Vakfı kültür yaşamına katkıları olan bir kuruluş. Bakanlığımıza daha önce Adana'da, Malatya'da, Maraş'ta, Kocaeli'nde Kültür Merkezi yapmışlardı. Atatürk Kültür Merkezi'ne yapım ortağı olarak katılacaklar" diye konuştu.

Bakan Günay, bu katkının karşılığı olarak bir salona Sabancı isminin verileceğini sözlerine ekledi.

30 MİLYON TL KATKI

AKM'nin yenileme çalışmalarına 30 milyon TL'lik katkı sağlayacak olan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise "Bakanımızdan bir teklif gelince, böyle bir teklifle ilgilenmeden duramazdık. AKM'nin hepimizin hayatında önemli yeri var. Cumhuriyet tarihimizin sanat ve kültür hayatının merkezi olan bu binanın yeni teknolojilerle donanarak, ses ve ışık düzeniyle ama eskisine sadık kalarak yeniden İstanbul sanat severleriyle buluşmasına katkımız olacağı için grubumuz adına gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu. Sabancı ses ve ışık teknolojisini yenileyecekleri salonlardan birine Sabancı Operası adının verileceğini de sözlerine ekledi.

ADI ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ OLARAK KALACAK

AKM'nin yenilendikten sonra da Atatürk Kültür Merkezi adını taşıyacağını özellikle vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yapıma karşı çıkanların dile getirdiği AKM alışveriş merkezi olacak görüşlerinin artık geride kalan bir tartışma olduğunu söyledi. Günay, Mart sonunda ihale için düğmeye basılacağını ve yapımın 2013, 29 Ekim'ine yetiştirileceğini de aktardı. Günay toplam maliyet kosununda bilgi vermesinin doğru olmayacağını ancak yeterli kaynaklarının olduğunu da sözlerine ekledi.


Nicholas Cage'in başrolünü oynadığı filmin çekimlerinin bir kısmı geçtiğimiz yaz Türkiye’de yapılmıştı.

Türk sinemaseverler, bu hafta tarih, aksiyon ve animasyon sahnelerinin yer aldığı 3 yeni filmle buluşacak.

HAYALET SÜRÜCÜ 2: İNTİKAM ATEŞİ

Mark Neveldine ile Brian Taylor'ın yönettiği ve Nicolas Cage, Christopher Lambert, Idris Elba ile Ciaran Hinds'in rol aldığı “Hayalet Sürücü 2: İntikam Ateşi (Ghost Rider: Spirit Of Vengeance)” filmi, 3 boyutlu aksiyon sahneleriyle izleyicilerin karşısına çıkacak.

Nicholas Cage'in başrolünü oynadığı filmin çekimlerinin bir kısmı geçtiğimiz yaz Türkiye’de yapılmış ve ünlü yönetmenin tarihi eserlere zarar verdiği iddiaları gündemi meşgul etmişti. Kapadokya ve Peribacaları’nda gerçekleştirilen çekimlerde ünlü aktör Roma dönemine ait tarihi eserlere tırmanmış ve bu yapılara zarar verildiği nedeniyle tepki çekmişti.

Filmin konusu şöyle:

“Şeytanın ödül avcısı Johnny Blaze inzivaya çekilmiştir, ta ki gizli bir mezhebe bağlı olan bir kilise, ondan genç bir çocuğu şeytanın elinden kurtarmasını isteyene dek. Blaze, başlarda tekrar Hayalet Sürücü'nün güçlerine sahiplenme fikrine sıcak bakmaz, ancak çocuğu kurtarmanın ve üzerindeki lanetten kurtulmanın tek yolu budur.”


Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan Doğan Hızlan Kütüphanesi, düzenlenen törenle açıldı.

Yoğun ilgi gören açılışa katılan Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı ve Yazarı Doğan Hızlan, "Benim demiyorum, kitabın cazibesine kapılan bütün kitapseverlere hoşgeldiniz diyorum. Size burada iyi okumalar diliyorum" dedi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Atatürk Kültür Parkı içinde 900 metrekare kapalı alanda oluşturulan ve tamamı Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı ve Yazarı Doğan Hızlan tarafından bağışlanan 20 bin kitaplık ’Doğan Hızlan Kütüphanesi’ törenle açıldı.

Açılışa Vali Ahmet Altıparmak, Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Akaydın, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak, Konyaaltı Belediye Başkanı CHP’li Muhittin Böcek, İl Genel Meclisi Başkanı Cavit Arı başta olmak üzere protokol üyeleri, Antalyalı kitapseverler ve bu yıl ilki düzenlenen TÜYAP Antalya Kitap Fuarı dolayısıyla kentte bulunan çok sayıda yazar katıldı. Antalya’da yaşayan gazeteci yazar ressam Fikret Otyam ve eşi Filiz Otyam da açılışta Doğan Hızlan’ın yanında yer aldı.

Soğuk havaya rağmen yoğun ilginin olduğu açılış töreninde konuşan Hürriyet Gazetesi Yayın Danışmanı ve Yazarı Doğan Hızlan, adını taşıyan kütüphaneyi hazırlamak için emeğini, çabasını ortaya koyan herkese teşekkür etti. Hızlan, "Benim demiyorum, kitabın cazibesine kapılan bütün kitapseverlere hoşgeldiniz diyorum. Size burada iyi okumalar diliyorum" dedi.


EDEBİYATIN CUMHURBAŞKANI

Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, ’Edebiyatın Cumhurbaşkanı’ olarak takdim ettiği Doğan Hızlan’a teşekkürlerini sundu. Doğan Hızlan Kütüphanesi’nin 900 metrekare alanda 20 bine yaklaşan sayıda kitapla açıldığını belirten Başkan Akaydın, amaçlarının kısa sürede kitap sayısını 50 bine, sonrasında ise 65 bine çıkarmak olduğunu söyledi. Antalya Kültür Merkezi ve Sakıp Sabancı Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi’ni içine alan Atatürk Kültür Parkı’nda açılan Doğan Hızlan Kütüphanesi’nin haftanın 7 günü 09.30 ve 18.30 saatleri arasında açık olacağını belirten Başkan Akaydın, "Bizim yaptığımız çok mütevazı bir iştir. Bu kütüphane sanıyorum Antalya’da bir ilk. Bizim insan odaklı yatırımlarımız içinde en önemlisi" diye konuştu. Başkan Akaydın, konuşmasının ardından Doğan Hızlan’a, Antalya’yı anlatan bir seramik çalışması hediye etti.

’DOĞAN HIZLAN ADI ANTALYA’DA ÖLÜMSÜZLEŞTİ’

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphane ve Yayınlar Genel Müdürü Onur Bilge Kula da, ’Edebiyatın simgesi’ sözleriyle hitap ettiği Doğan Hızlan’ın adının, Antalya’da ölümsüzleştiğini söyledi. Doğan Hızlan Kütüphanesi’nin kalıcı bir kurum olduğunu ve kütüphane düzenlemesi açısından albenisinin de yüksek olduğunu belirten Genel Müdür Kula, kütüphanenin bu yönüyle örnek oluşturacağını söyledi.

’SAVAŞLARDA İLK HEDEF KÜTÜPHANELER’

Antalya Valisi Altıparmak, Doğan Hızlan Kütüphanesi’nin açılışının çok özel olduğunu belirtti. Sadece Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin değil, tüm belediyelerin, valiliklerin kütüphaneler açması gerektiğini belirten Vali Altıparmak, "Antalya Valiliği olarak farklı farklı temalarda kütüphaneler açacağız. Hazırlıklarımız devam ediyor" dedi. Dünyanın yaşadığı tüm savaşlarda kütüphanelerin ilk hedef olduğunu belirten Vali Altıparmak, "Çünkü kütüphaneler o bölgede yaşayan milletin damgasını vuran, estetiğini, mimarisini oluşturacak temel taştır. Bu ilk temel taşın buraya konmasından dolayı emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Konuşmaların ardından Doğan Hızlan ve beraberindekiler, ’Doğan Hızlan Kütüphanesi’nin açılış kurdelesini birlikte kesti. Açılışın ardından Doğan Hızlan, adını taşıyan kütüphanenin kitap rafları arasında dolaştı, yanındakilerle sohbet etti.


Erkek her durumda bunu yapar. Sağcısı yaparsa eşimder, solcusu yaparsa metresim. Olaya kadın mağduriyeti olarak bakıyorum.

‘İMAM NİKÂHI ÇOK RİSKLİ’

İçinizde biraz feministlik var mı?

Feministler ayaklandı. Saçma sapan şeyler söyledi. “Feministler varlıklarını gereksiz bulduğumkadınlar topluluğu” dedim. Bir kere kendilerine düşmanlar. Aslında kadınların haklarını savunan birçok cümle kuruyorum. “Türkiye’de bu iş yasallaşsın. Zaten yaşanıyor. Kadın hakkı verilsin” dedim. Gayrimeşru çocuklara kimlik veriliyor. Devlete soruyorum. Annesi kim? Neden hakkı yok? Çocuğamiras hakkı verdin. Kadınınmiras hakkı yok.

Zorla hamile kalabilir. Kadın kandırılmış olabilir. Böyle durumlar yaşanıyor.

Devlet bu açığı verdiği için kadınlar bunu kullanıyor. Devlet çocuğu tanıyıp kimlik vermese hiçbir kadın başkasından çocuk yapmaz. Çünkü ortada kalacağını bilir. Devletin bu işe acil çözümbulması lazım.

Ben çokeşlilikten yana değilim.

Bu olaya bir çözüm bulmamız gerekiyor. Birçok kadın, adamın parasını alamayacağını anlayınca çocuk doğuruyor. Diyelimki adamreddetti. DNA testi yaptırıyor, çocuğu olduğunu ortaya çıkarıyor vemirasçısı oluyor. Bu yasanın değişmesini istiyorum.

“Çokeşliliği savunmuyorum ama durumun yasalar nezdinde çözülmesi gerekiyor” diyorsunuz.

Bu işi yapan biri olarak devlete öneri sunuyorum. İmamların kıydığı nikâhlar da resmileşsin. O nikâhlar da kayıt altına alınsa kimse ikinci kez nikâh kıymaz. Kaldı ki imam nikâhı hoca yoksa 2 şahitle bile kıyılabilir.

O zaman herkes herkesle evlenebilir.

Nikâhın 2 şartı var. Birincisi ilan etmek. Bir demehir vermek. Özellikle imamnikâhını onlar yaptığı içinmuhafazakârlara söylüyorum. Çoğu zina yapıyor. Allah onlara yardım etsin.

Sibel Üresin geçen yıl yaptığı “Çokeşlilik yasal olsun” açıklaması ve yarattığı tartışmalardan hatırlayacaksınız. Aslında ta o zaman buluşmak için sözleşmiştik ama kısmet bugüneymiş. Sibel Hanım’la ikinci kitabı ‘Tekeşlilikmi O da Ne?’yi piyasaya çıkarma hazırlıkları yaparken buluştuk.

Davranış bilimi uzmanısınız, kitap yazıyorsunuz, televizyon programı yapıyorsunuz...

Toplumumuzda çok ciddi bir yaralanma var, kadın bozuldu. Kadınlara en büyük zararı yine kadın veriyor. O yüzden yaptığımişle, evli çiftlerin hayatlarına iyi geldiğimi hissettiğimdemanen çok tatmin oluyorum. Çokeşliliği savunmuyorum. Kuran-ı Kerim’deki gibi yaşanırsa sonuna kadar arkasındayım. Günümüzde çokeşlilerin zina yaptığına yüzde 100 eminim. Bunu eleştiriyorum.

O zaman sizi pek anlayamadık.

Anlayan anladı.

Arkanızdan bir sürü şey söylendi. “Soyadı gibi üremesin” demiş biri mesela.

Demek ki herkesin bir yarası var, cevap verme gereği duydu.

Cümleniz tam olarak neydi?

“Bu ülkede çokeşlilik zaten yaşanıyor, resmileşsin” dedim.

Çokeşlilik kadın için de geçerli olabilir mi?

Olamaz. Dinen haram.

Kadın “Kocamüzerime kadın aldı, ben de alayım” diyebilir.

Bir kadın aynı anda 4 adamdan hamile kalabilir mi? Bir kere vücut buna müsait değil. Ama bir adam 5’er dakika arayla 4 kadını hamile bırakabilir.

Artık kadınların aklında da bu var.

Eşini aldatan çok evli kadın geliyor.

Ne tavsiye diyorsunuz?

Sıcak bakmıyorum. Ardından tövbe edilmeli. İnsanız, günaha meyilliyiz. Ama Allah diyor ki: “En çok kulumun günah işledikten sonra tövbesini severim.” Allah kulunu yargılamadan önce son nefesini vermesini bekler, son anda imana gelebilir diye.

‘TEKEŞLİ ANCAK BİR, İKİ KİŞİ GÖSTEREBİLİRİM’

Karısını aldatan erkekler de size başvuruyor mu?

Çok sayıda çokeşli çiftle görüşüyordum. Bu durumdan o kadar rahatsızlık duydumki böyle bir açıklama yaptım. Sonrasında müşteri potansiyelim üç kat arttı. Neredeyse elimi sallasam çokeşliymiş. “Tekeşli kim” derseniz ancak bir, iki kişi gösterebilirim.




Türk seyircisinin merakla beklediği Fetih 1453'ün vizyona girdiği ilk haftada gişe rakamları açıklandı.

10- 16 Şubat 2012 haftasında vizyondaki filmlerin izleyici syıları açıklandı. Berlin Kaplanı vizyondaki 3. haftasında 1 milyon 690 bin seyirciye ulaştı. Berlin Kaplanı Eyvah Eyvah serisinin başarısını yakalayamasa da 3 hafta için iyi bir rakama ulaşmıştı. Bu hafta vizyona giren Fetih 1453 kopya sayısı ve reklam payı ile Berlin Kaplanı'nın hızını oldukça kesecektir. Bu haftanın iddialı filmlerinden Hayalet Sürücü 2 Türkiye'de çekilen bölümleri ile avantajlı filmler arasında. Sümela'nın Şifresi Temel izleyicinin ilgisini iyice kaybetti. Star Wars Bölüm 1 kötü başlamış ve 36 bin seyircide kalmış. Fetih 1453'ün iki günlük gişe rakamları cuma günü yayınlanmadı. Fetih 1453'ün ilk hafta gişe rakamları pazartesi günü yayınlanacak listede olacak.



Başbakan 1453'ü beğendi


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merakla beklenen “Fetih 1453” filmini evine gönderilen kopyasından izledi. Başbakan’ın filmi beğendiği öğrenildi.

İSTANBUL’un fethini konu alan ve yapımcının 17 milyon dolarlık bütçesi olduğunu söylediği “Fetih 1453” filmi, dün saat 14.53’te vizyona girdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, merakla beklenen filmi herkesten önce izledi. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Faruk Aksoy’un üstlendiği filmin bir kopyası, geçtiğimiz pazar günü Başbakan Erdoğan’ın evine gönderildi. Başbakan’ın, evinde izlediği filmi beğendiği açıklandı.

16 bin figüran

Faruk Aksoy, “Sinemaya vefa borcumu ödemek için ‘Recep İvedik’lerden kazandıklarımın neredeyse tamamını yatırdım” dediği “Fetih 1453” filmi hakkında ilginç ayrıntılar verdi. “Fetih, sadece bizleri değil, dünya tarihini ilgilendiren bir olay. Ortaçağ’ı kapatıp Yeniçağ’ı açtı” diyen Aksoy, filmde 16 bin yardımcı oyuncunun rol aldığını ve oyuncuların kıyafetleri için 44 bin metrekare kumaş kullanıldığını söyledi. Ünlü yapımcı ayrıca, 5 bin metrekarelik kapalı stüdyoda dekor hazırlandığı, özel olarak 10 bin silah ve silah aksesuvarı üretildiğini açıkladı. Devrim Evin, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest, Recep Aktuğ, Erden Alkan’ın yanı sıra geniş bir oyuncu kadrosunun rol aldığı filmin senaryosu İrfan Saruhan ve Atilla Engin’in imzasını taşıyor. Filmin müzikleri ise Benjamin Wallfisch tarafından hazırlandı.