18 Şubat 2012 Cumartesi

█ ♫ ♪ What a Wonderful World

Bir yerden başlamak gerekiyor sanırım. Bu cümle genelde yazıya başlarken hissettiği karmaşıklığı cümleler halinde ifade edip de paragrafı bitirip daha net bir yazıya başlayacakken yazılagelmiştir. Ben o baştaki kısmı kendi içimde yaşayarak direk bir şekilde başlamam gerektiğini düşündüm niyeyse. Zaten benim de bir süredir düşünmekte olduğum bu blog fikrini bugün spontane bir şekilde ortaya atan B’nin teklifi üzerine bir tartışma şeklinde devam eden diyaloglarımızın sonunda bir karara varabildiğimizi için biraz heyecanlıyım bu sebeple uzun cümleler kurabiliyorum. Brace yourself.

Bir gün kendi adıma bir blog açsam ilk yazım “Neden mi blog açtım?” sorusuna bir cevap şeklinde olurdu muhtemelen ve bunu yazmaya olan tutkuma bağlardım. Tabi ki benim için kalem tutup beyaz bir kağıdı doldurmanın mutluluğu klavyede parmak gezdirmekte bulunmuyor ama bu tür bir paylaşım da gerçekten başka bir his.

Blog fikri ve hatta ismi de kesinleştikten sonra yazayım diyordum ki öyle de yaptım ama o zamandan sonra önümüzde bir süreç vardı tabi ki ben de ne zaman yazayım ne zaman yazayım şu videoya da bakayım bununla da sohbet edeyim şu dizinin bu bölümü de bitsin diye düşünürken bir yandan beynim de engel olamadığım cümlelerin hücumuna uğruyordu. Epey zamandır içinizde biriktirdiğiniz ve söylenmeyi bekleyen şeyleriniz varsa yemeğin pişmesini bekleseniz dahi soğumasını bekleyemiyorsunuz…

Neden blog açtığımız ve isim süreci gibi konulara muhtemelen diğer arkadaşlarım da değineceğinden ben çok yer veremiyorum ayrıca zihnimde şekillenen metin de buna müsaade etmiyor. Gerçekten aklım bir “battlefield” gibi şu anda bütün cümleler “write me!” savaşı veriyor sanki ve hepsi yarım yamalak halde hangisini hediye paketine sarıp buraya iliştireyim bilemez haldeyim. Ayrıca evet İngilizce kelimelere konuşma ve yazma sırasında da yer veriyorum. Bunun da dilimi yozlaştırdığım veya bu şekilde kendimi çok “kuul” hissettiğim anlamına gelmediğini düşünüyorum.

Uzunluğunun ne olacağına karar veremediğim bir ilk yazıyı üslubum hakkında üstünkörü bir bilgi vermek için yazmış olayım. (Yazar yazının bu kısmında sona yaklaştığının farkına vararak bunu hangi nickname ile yayınlayacağına karar vermeye çalışıyor.) Pek çok alter egom olduğu için bir karar vermekte zorlanıyorum. Sanal dünyaya ilk atıldığım yıllarda kullandığım bir nicknameim vardı epey uzun bir zamandır aklıma gelmemişti, şimdi hatırlamam bir tebessüme yol açtı ve tabi ki ne kadar salak olabildiğime dair başka bir örnek olduğu için biraz sinirlenmekten alıkoyamadım kendimi. O dönemi hızlı geçtim şükür ki fakat ondan sonra ergenlikle başlayan bir süreçte kendime başka bir karakter oluşturarak o şekilde ifade ettim kendimi. Şimdi kendimi eskisi kadar içinde hissetmiyorum onun ancak ondan kopamadığım da bir gerçek. Fark ediyorum ki ileride güzel bir geçiş dönemi olarak kalacak o ve benim için de hep değerli kalacak ancak bu yazı onun da yazısı değil. Şimdi, Mad’in dönemi başladı.

Sonuca varabilmek, yazılanları ilişkilendirebilmek ve o geçişi güzelce yapabilmek konusunda hala çalışıyorum. Dili kullanışım ve dilbilgim gelişse de bunca yıldır, hala en fazla sorun yaşadığım kısım bağlama kısmıdır zira aynı anda o kadar çok alternatif son geliyor ki hem hepsine yer vermek istiyorum hem de uygunsuzluklarını o sonlara uygun bir şeylerden daha bahsetmeye çalışarak telafi etmeye çabalarken yazıyı uzatıyorum. (bkz bu paragraf) En güzeli benim adım Hıdır elimden gelen budur hesabı kısa ve öz bir biçimde bitirmek diyorum bazen, o da olmuyor. Hala ne için çabaladığımın farkında değilim. “Yazı bitti arkadaş nedir bu iki kelime daha fazla yazayım telaşın anlamıyorum?” diyor içsesim. Canım içsesim benim. Zaten beni eleştirme konusunda her zaman başkalarından daha katı olmuştur. Ona uyarak burada noktalamaya karar veriyorum. Her ne kadar zayıf bir son olsa da “önümüzdeki maçlara bakacağız” klişesini yazıya uyarlayarak size gittikçe daha iyi olacağının teminatını veriyorum ve bunu da önce “get better” olarak ifade edip sonra yine içsesimin “arada bir yap da suyunu çıkarma!” uyarısını dikkate alarak Türkçeleştiriyorum.

Son olarak, bu satırlara kadar gelebilenlere ayrıca teşekkür ediyorum.

Sevgiler, Blog dünyasının yeni ismi Mad.